Yavaşlatılmış 24 Saat

Yavaşlatılmış 24 Saat

ABONE OL
25 Aralık 2024 16:03
Yavaşlatılmış 24 Saat
1

BEĞENDİM

ABONE OL

GÜLBİN DAL

2024 yılının da sonuna geldik. Acısıyla tatlısıyla koca bir yıl akıp geçmiş.

Dünya daha mı hızlı dönüyor? Bu yüzden günlerde mi kısaldı?

Hatırlar mısınız, çocukluğumuzda gezmeye gideceğimiz bir günü ailecek planlarken; ne zaman sorusunu sormazsak olmazdı. Cevap gecikmezdi.

-Gelecek hafta pazar günü.

Hemen hesap yapmaya başlardık. Aman Allah’ım. Tam tamına bir hafta var, koskoca yedi gün. Bitmeyecek yedi gün. Gezme gününü beklerken derin bir sıkıntı, yüreğimizin daralması, aynı oyunların defalarca oynanması ve derin bir kaygı durumu.

Geçmiyordu, geçmiyordu.

Geçmişti. O günler ve daha niceleri geçip gitmişti.

Çocukluğumuzda hiç geçmeyen günler, şimdi ışık hızıyla geçip gidiyor.  Bir bakmışız pazartesi, sonra birden Cuma. Her şey hızla gelip geçiyor. Hiçbirimize gün yetmiyor ve hiçbir şeye yetişemiyoruz.

Çocukluğumuzdan bu yana değişen neydi? Günler mi, yıllar mı, yoksa dünya mı?

Aslına bakarsak her şey. Ama en çok da bizler.

Hayatlarımızı o kadar karmaşık hale getirdik ki mutluluğu, sevgiyi, başarıyı, sahip olmak istediğimiz her şeyi maddiyata bağladık.

Almak istediklerimiz, yapmak istediklerimiz, sahip olmak istediklerimiz hiç bitmiyor. Artık hiçbirimiz yetinmiyoruz. İsteklerimizi gerçekleştirmek için yaşıyor ve çalışıyoruz. Tüm yaşamımızı kazanmaya, sonra da ödemeye bağlamışız. Kredi kartı taksitlerini, faturaları, hesabı ve daha nicelerini.

Her birimiz, kredi kartına taksitlendirmiş bir hayatın köleleri gibiyiz.

Taksitlendirilmiş hayatımızı yaşarken, kalabalık caddeleri, trafiği yeterince görmüyoruz. Farklı seslerden oluşan gürültünün ne olduğunu duymuyoruz. Üst üste gelen mesajlara emojiler ile hızlıca cevaplar veriyoruz. Emojiler bu hızlı yaşam temposunda kurtarıcılarımız oluyor. Sosyal medyadan saniyeler hızı ile akan resimleri sadece savuruyoruz. Akışta geçen son üç fotoğraf neydi acaba? Bilmiyoruz!!!

Beynimize kısa süreli veya anlık gelen çok sayıda uyaranları, beynimiz  algılamıyor ve anlamıyor. İşte bu sebepten dolayıdır ki, zaman artık çok hızlı geçiyor.

Halbuki gün hep 24 saat. Dün de, bugün de, yarın da.

Bir durun, derin bir nefes alın. Nefesin ciğerlerinize dolduğunu fark edin. Kalp atışınızı hissedin. Güneşin yüzünüze vurduğu sıcaklığı. Ya da yağmur damlalarını.

Bir ağacın altında, denizin kenarında, parkta bir bankta veya çok kalabalık olmayan bir çay bahçesinde. Kendinizi dinleyin. Ruhunuz ve bedeninizi bir araya getirin. Kendinize bir mola verin. Çalan telefonunuza bakmayın, mesajlara cevap vermeyin. Kapatın ve koyun bir kenara. Emin olun, bir süre size ulaşamazlarsa kimseye bir şey olmayacak. Ama siz kendiniz için ayırdığınız bu birkaç saat ile  çok şeyinizi değiştirmeye başlayacaksınız. Beyninizi dinlendirmiş ve algı kapasitesini arttırmış olacaksınız.

Belki de sırt ağrılarınız hafifleyecek. Dinlenecek ve tatlı bir tebessüm ile yolunuza devam edeceksiniz. 2025’in ilk hediyesi kendinize bu olsun.

Yavaşlatılmış 24 saat.

Mutlu Yıllar (Mersin Times)

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.