AV.BİLGİN YEŞİLBOĞAZ
Kara kara bu haftaki yazımı düşünüyordum. Ülkemizde her şey güllük gülistanlık iken, ekonomi tıkırında, adalet rayında, hukuk zirvede, şiddetsiz bir toplum yaşantımız varken ne yazabilirdim. Off off. Konu sıkıntısı çekerken bir anda yazımın konusunu karşımda buldum.
İşte bu dedim, iyiyi, güzeli, hoş görüyü, insanca yaşamın özünü ve gerçek Mersin’i ifade eden bir figür “Lina Nasif” tamda karşımdaydı. Afişteki resmi ile göz göze geldim, yazsana Yeşilboğaz, iyiyi güzeli yaz artık, hoşgörüyü yaz, barışı yaz, insan olmanın erdemini yaz. Yaz ki dünya iki dakikalığına da olsa güzelleşsin dedi sanki…
Mersin Kent Konseyinin, kentin değerlerini anıyor konulu Lina Nasif’in doğum gününde “Barış, Birlik ve Beraberlik Meleği” proğramında, katılımcılar arasındaydım Lina Nasif’i yazmalıydım. Mersini anlatan en özel insanın en özel ruh Lina. Mersin gibi, ılıman, Mersin gibi barışçı, Mersin gibi hoşgörülü ve kucaklayıcı Lina. Kent Konseyemizin başkanı Ayferi Tuğcu hanımefendi ve emeği geçenlere ayrı ayrı teşekkür ederim.
Bitmek tükenmek bilmez enerjisiyle yediden yetmişe herkesin yardımına teklifsiz davetsiz gider,en olunmadık yerde yardımcı melek gibi yanı başınızda biter.
Mersin onunla çok şey kazandı, Mersin’in en güzel ablasıydı, imajıydı. Protokolü çok takmaz sezmezdi de. Bir Türkiye, Atatürk, Cumhuriyet ve Mersin sevdalısıydı. Lina aklınıza geldimi, Mersin gelir, portakal çiçeklerinin kokusu gelir, yardımlaşma gelir, hoşgörü gelir, aklınızdaki kötü düşünceler anında kaybolur. Lina ile yan yana gelmek zordur. Onunla iken tüm size takılan etiketleriniz silinir, sıfatlarınız silinir, salt bir insan kimliğiniz ile çıplak kalakalırsınız. Hiçliğin anlık görüntüsüdür. Mülkiyetçilik, hırs, kıskançlık hiçbir şey kalmaz içinizde. O nedenle zordur onunla yan yana olmak.
Aidiyetlerini kendi özelinde yaşar, hiçbir zaman kimseye hissettirmez, farklı aidiyetleri de benimseyerek onlarla zenginleşmeye çalışırdı. Doğa ve insan sevgisini birleştirerek yaşamının özünü bu ilkeyle özdeşleştirmişti. İnsana dair ne varsa hepsini yaşadı ve yaşattı. Bizlere bıraktığı en büyük mirası yaşama bakışı, hayat felsefesi ve hayata karşı duruşuydu. Ölmeden efsane olan ender insanlardandı.
Çocukken mahallemizden geçerken bağırtı çağırtı içinde koşturan bizler Lina ablayı görünce sessizleşir o gidene kadar hareketsizce sessizce beklerdik. Saygıyla korku arasında gidip gelen çocukluk duyguları, büyüdükçe yerini sevgi ve ve saygıya bıraktı. Kentin her yerinde görmeniz mümkündü.
En son vefatından 10 gün kadar önce MTSO binasının önünde otururken gördüm. Sarıştık, dertleştik,zor sorular sordu bana. Bu günü not düşelim tarihe Lina dedim. Bir de resim çekilip ayrıldık. Meğer o görüşmemizmiş. Bilemezdim. Keşke biraz daha kalsaydım, biraz daha sarsaydım…..
Portakal çiçeklerini kokusunu duyuyor musun Lina,
..bak senin arkandan dostların türküler söylüyor, selamlar, dualar gönderiyor. İyi ki doğmuşsun, iyi ki tanımışız seni, iyi ki Mersinimizde böyle bir insan yaşamış diyebiliyoruz. Her şey için teşekkürler, bizlere bıraktığın insan onuru, hoş görü sevgi ve farklılıklarımıza rağmen birlikte yaşamanın mümkün olabileceğini gösteren barış dili için binlerce teşekkür. (Mersin Times)
ASAYİŞ
16 Mart 2025ASAYİŞ
16 Mart 2025ÇEVRE
16 Mart 2025GENEL
16 Mart 2025ASAYİŞ
16 Mart 2025ASAYİŞ
16 Mart 2025ASAYİŞ
16 Mart 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.