KEREM TÜRK
Mersin son yıllarda sapla samanın karıştığı bir süreci yaşıyor.
Çevre konusu sadece Mersin’in değil tüm dünyanın sorunu haline gelmiş bulunuyor.
Dünyanın herhangi bir noktasında yaşanan çevre felaketi ya da çevre katliamı, dolaylı olarak tüm dünyayı etkiliyor.
Bu nedenle özellikle uluslararası anlaşmalar ve büyük şirketler yatırımlarını ve teknolojiyi kullanırken çevre duyarlılığını da gözetmeye başladılar.
Silikon vadisinde çalışanların hem çevre hem de psikolojik açıdan her türlü konfora sahip olduklarını görüyoruz.
Fosil yakıtlı araçların trafikten men edilmesi süreci Avrupa’da hızla yayılıyor.
Denizi kirleten gemilerin, fabrika atıklarının artık uydularla takip edildiğini de biliyoruz.
Bunları neden mi anlatıyorum?
Kentimiz Mersin’de kim çevreci, kim değil ona dikkat çekmek istiyorum
Büyükşehir Belediyesinin son yıllarda titiz ve özenli denetimleri ve cezai işlemleri, Liman işletmesi MIP’in aldığı önlemler büyük yük gemilerinin korkulu rüyası olmuş.
Artık Mersin Limanına kimse atıklarını boşaltamıyor.
Mezitli’de, İnsu yayla mahallesinde köylüler çevreyi yok eden, tahribat yaratan girişimlere karşı yürüyüşlerle, eylemleriyle karşı çıkıyorlar ve başarılı da oluyorlar.
Ne yazık ki Çevreci olduğunu ileri süren dernek ya da bazı kuruluşlar ise bu tür olaylar karşısında hep yetersiz ve yalnız kalıyorlar.
Bu yalnızlığın nedenini kendilerinde aramaları belki de daha doğru olur.
Nükleer santral ilk başladığı yıllarda çok yoğun katılımlarla protesto ediliyor, yürüyüşler yapılıyor, nükleer santralin algısının bile olumsuz etkileri dillendiriliyordu.
Bu eylemlerde kitlesellik vardı. Dayanışma vardı.
Sonra ne oldu?
Nükleer Karşıtı Platform olarak NKP kuruldu. NKP ne yaptı?
Her defasında 10-15 kişiyle bildiriler okuyarak toplumu harekete geçirmeye çalıştılar. Toplumun haberdar bile olmadığı cılız, içi boş ve kanıksanan toplantılarla yol almak istediler.
Atatürk Parkını, Kültür parkın bir kısmını, deniz sahili gibi yerlerin tahsisini isteyen kurum Büyükşehir Belediyesi. Tahsisi yani kiralamayı yapmayan ise Çevre ve Şehircilik il müdürlüğü.
Çevrecilerin bundan haberi var mı?
Atatürk parkının neden istenilen şekilde bakımının yapılmadığını biliyorlar mı?
Biz nedenini sorunca hemen bilgiye ulaşıyoruz. Çevreci geçinenlerin hiç dikkatini çekmiyor mu?
Çevre ve Doğa Derneği, Başkanı Gazeteciler Cemiyetinde çevre sorunlarıyla ilgili açıklama yapacağı yerde, kendi konumunu böylesi toplumsal sorunların önüne çıkarabiliyor.
Bu halinizle kimi inandıracaksınız.
Birde kalkıp STK’ları suçluyorsunuz. Sizleri desteklemedikleri için. Doğru yerde ve doğru zamanda yapılmayan ve kişilerin öne çıkarıldığı ortamlarda STK’lar da olmaz. Herkes her şeyin farkında. Niye etrafınızın boşaldığını bir sorgulayın. İyi olur. İyi niyetli çevrecilerde neyin ne olduğunu öğrenmiş olur.
Atatürk parkının yanındaki mevcut limanın genişlemesine karşı çıkarken gerekçelerini bile anlatamıyorlar.
2. Limanın yapılmasını istiyorlar. Elbette yapılmalı. Mersin bir liman kenti. Zenginliğini, lojistiğini, üretim ve ticaretini bunu üzerinde kurgulamış bir şehir.
Ancak Sanayi bölgelerindeki bazı fabrikaların zehir atıkları için ilgisiz kalacaksınız, ormanlar yakılır ve yağmalanırken seyredeceksiniz, beton yığınları arasında büyüyen çarpık şehirleşmeye karşı kılınızı kıpırdatmayacaksınız, derelerin üstü kapatılıp su taşkınlarını görmeyeceksiniz, boşa akan derelerin yarattığı su sıkıntısını gündeme getirmeyeceksiniz… Sonra ver yansın edeceksiniz!
Ayrıca Atatürk parkı yanındaki Limanın genişlemesine karşı çıkacak, eski limanın altı katı büyüklüğünde yeni limanın yapılmasını isteyeceksiniz!
Sormazlar mı adama, mevcut limanın altı kat büyüklüğünde yapılacak limanın dolgusunun ne demek olduğunu. Madem dolguya karşı çıkıyorsunuz, yeni limanın devasa dolgusu ne anlam taşıyor.
Evet, kimi inandıracaksınız.
Mevcut limanı Büyükşehir ve bazı STK’lar mahkemeye taşıdı. Süreç devam ediyor.
Kuru gürültülerle değil, gerçekçi yaklaşımlarla çevreyi koruyalım.
Mersin’in Limana da ihtiyacı var. Çevreyi korumaya da. Ancak bunu aklıselim bir süreçle götürmek lazım.
İhtiraslarla, her şeye karşı olmakla, kendi kişisel sorununu çevrenin önüne taşıyarak bu işler olmaz.
Mersin hepimizin. Mersin’in gelişimi kişisel kaprislerle yürütülemez. (Mersin Times)
ASAYİŞ
21 Ocak 2025ASAYİŞ
21 Ocak 2025ÇEVRE
21 Ocak 2025GENEL
21 Ocak 2025ASAYİŞ
21 Ocak 2025ASAYİŞ
21 Ocak 2025ASAYİŞ
21 Ocak 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.