“Ekmek ve Adalet” için Mersin’e galen DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan: Yerel basını destekleyeceğiz!
  • Mersin Times
  • Siyaset
  • “Ekmek ve Adalet” için Mersin’e galen DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan: Yerel basını destekleyeceğiz!

“Ekmek ve Adalet” için Mersin’e galen DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan: Yerel basını destekleyeceğiz!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Ekmek ve Adalet” adlı kampanya çalışması için kurmayları ile iki gün sürecek olan etkinlik nedeni ile Mersin’e geldi. İşçi, emekli ve Tarım üreticileri ile bir dizi toplantı ve görüşme sağlayacak olan Bakırhan, ilk buluşmayı kentin yerel gazetecileri ile bir araya gelerek start verdi. Maliyetleri nedeni ile zor şartlarda çalışan yerel basın emekçilerine; “Parti olarak yerel basını destekleyeceğiz. Burada bir ilçe belediyemiz var, Akdeniz Belediyesi. Gereğini yaptığını inanıyorum. Sizin de huzurunuzda bir kez daha söylüyorum, yerel medyamızı destekleyeceğiz, bende takipçi olacağım” dedi.

ABONE OL
18 Eylül 2024 16:01
“Ekmek ve Adalet” için Mersin’e galen DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan: Yerel basını destekleyeceğiz!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve Eş Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Durmaz, “Ekmek ve Adalet” adlı kampanya çalışması için iki gün sürecek olan etkinlik nedeni ile Mersin’e geldi. Buluşmanın ilkini kentteki yerel medya çalışanları ile gerçekleştiren Bakırhan’a DEM Parti İl Eş Başkanı Bedriye Kuş, Mersin Milletvekilleri Perihan Koca, Ali Bozan ve Akdeniz Belediyesi Eş Başkanları Hoşyar Sarıyıldız, Nuriye Aslan eşlik etti. Mersin’deki bir restoranda kahvaltı yapılan buluşmada, kentin yerel medyası yoğun ilgi gösterdi.  

“Hak ve özgürlük isteyen basın emekçilerin yanında olacağız”

Dem Parti Eş genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Basın emekçilerine “Sizin yaşadıklarınız Türkiye toplumunun yaşamış olduğu bir tablodur” diyerek konuşmasına başladı. Bakırhan, “Bu iktidar kesinlikle sermaye dostu bir iktidardır. Ne yerel basının, ne emekçinin, ne esnafın, ne de üreticinin dostu olmadığını hep birlikte gördük. Tasarruf tedbirleri; emekliye  asgari ücretliye uygulanıyor ama Türk Hava Yolları’nda bir milyon 600 bin lira maaş alan onlarca insana tasarruf tedbiri yok. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesinde tasarruf tedbirleri yok. Her yıl mercedeslerini değiştirerek lüks içerisinde kendi faaliyetlerini devam ettiriyor. Yerel basına gelince, ‘Abone olmayacaksın, desteklemeyeceksin, merkezi bütçeden yerel basına finans sağlamayacaksın…’ diyorlar. İnsanlar yemek bulamıyor. ‘Bize dünyanın en büyük adalet sarayını yaptık’ diye müjde veriyorlar. Ülkede adalet yok, hukuk yok; gazeteciler, siyasetçiler içeride olduğu, seçilmiş belediye başkanlarının, milletvekillerinin cezaevinde olduğu bir süreçte bizlere dünyanın en büyük adalet sarayını yapmışlar. İşte böylesine trajikomik bir iktidarla karşı karşıyayız.  İşte biz bunlara karşı mücadele ediyoruz, bunlara itiraz ediyoruz. Günlerdir çiftçilerle, emekçilerle, üreticilerle, emeklilerle, eko-kırıma karşı doğayı savunan ekolojistlerle bir araya geliyoruz. Kimle bir araya geldiğimizin bir önemi yok. Tamamının sorunu aynı: Üretemiyoruz, girdi fiyatları fazla. Pazarlayamıyoruz, toplumun alım gücü yok. İşçi ücretlerini karşılayamıyoruz diyorlar. O kadar düşük işçi ücretlerini bile karşılayamayan esnaf profili var. Amacımız bunlara çözüm olmak; bu soyguna, talana, saraya harcanan Türkiye ekonomisinin emekçiye, çiftçiye, esnafa harcanması için mücadele etmektir. Biz susmayacağız, pes etmeyeceğiz. Onların zorbalığına rağmen emekçilerin, hak ve özgürlük isteyenlerin yanında olmaya devam edeceğiz.”

“Yerel basının sesi gür çıkmalı, bunu destekleyen bir gelenekten geliyoruz”

Basın emekçilerine dönük desteklerine değinen Bakırhan, “Sistemin kapattığı kapıları elimizde bulunan zeminle her zaman aşmaya çalışan bir gelenekten geliyoruz. Burada eş başkanlarıma da sesleniyorum: İktidar,  ‘Yerel basın sussun, kapatsın, konuşmasın’ diyorsa biz onlar konuşsun, sesleri daha gür çıksın, özgürce yazabilsin diye belediyelerimizi sizlerle dayanışmaya çağırıyorum. Bu sadece bir talep değil aynı zamanda bir görevdir ve il eş başkanlarımızla birlikte bunun takipçisi olacağız” dedi.

“Herkes anayasa yaptı ama…”

Ardından konuk basın mensuplarının sorularını alan Bakırhan yeni Anayasa’ya tartışmalarına “AK Parti iktidarı ortaklarıyla beraber sürekli darbe Anayasasına dair bir gönderme yapıyor. Emin olun yargıda darbe dönemlerini arar hale geldik. Darbe dönemlerinde Anayasa Mahkemesi’nin kararları dikkate alınırdı. Yargıçlar AİHM’in kararlarına katılmasalar bile yerine getirmek zorundalardı. Yargının kalmadığı, siyasi erkin denetimine geçtiği Türkiye’deki halkların ve inançların kendisine ait bütün renklerinin soldurulduğu, zorla asimile ettiği, yok edilmeye çalışıldığı, Kürtçe halayın bile yasaklandığı bir süreçte iktidar; ‘Askeri Anayasa’dan kurtulalım, bir Anayasa yapalım’ diyor. Anayasa’yı herkes yapar. Kenan Evren de yaptı. Darbeciler de yaptı. Anayasa’nın yapılmasından çok Anayasa’nın nitelikleri önemlidir. Demokratik midir, toplumun dinamikleriyle birlikte mi yapılmış, kapsayıcı mıdır, toplumun dinamiklerini kendisine bağladığı, aidat hissettiği bağlı olduğu bir Anayasa mıdır? Sorusunu sormak lazım. Böylesine olmayan bir Anayasa bir öncekilerin tekrarı, kötü bir örneği olarak devam edecektir. Mevcut Anayasa farklı kimliklerin, kültürlerin, inançların yaşadığı bir ülkeye uymuyor. Alevi’nin eşit yurttaşlık hakkını tanımıyor. Kürdün Dilini, kimliğini tanımıyor, Süryani’nin, Asuri’nin, Arab’ın kültürlerini ve inançlarını içinde barındırmıyor. Yeni Anayasa bu konuda bir samimiyet olmalı. Samiyet bir yol temizliği ile olur. Selahattin Demirtaşların, Yüksekdağların, Can Atalayların, onlarca seçilmiş milletvekilinin, belediye eş başkanlarının gazetecilerin tweet attığı için insanların cezaevine atıldığı, yargılandığı, ceza aldığı bir ülkede yeni bir Anayasa yapım sürecinin samimim olduğunu kim belirtebilir” diye yanıt verdi.

“Orada kötülük örtülüyor”

Narin Güran’ın vahşice katledilmesine işaret eden Bakırhan, “Narin cinayeti bizlere iktidarın, devletin ve onun karanlık güçlerinin ne olduğunu, nasıl bir toplum inşa ettiklerini gösterdi. Tavşantepe Köyü, devletin örgütlediği bir köydür. Burada ahlaki, politik toplumun bütün değerleri ortadan kaldırılmış. Narin, sadece kendisini öldürenler tarafından katledilmedi. Köydeki devlet örgütlülüğü, paramiliter güçler aslında Narin’in katilidir. Bir toplum böyle örgütlü bir şekilde bir cinayet karşısında sus pus olur mu? Devlet olanaklarıyla, MİT’iyle, jandarmasıyla, yandaş basınıyla 20 küsür gündür Narin’i kim ve neden katlettiler bilmiyoruz. Akdeniz Mahallesi’nde bir gecekondudan tweet atan bir yurttaş kapısı kırılarak hemen gözaltına alınıyor. Ama ortada bir cenaze var, kim yaptı hala bilmiyoruz. Burada gizlenen Narin’in katilleri değil, devletin çürümüş örgütlülüğüdür. Devrimcileri, yurtseverleri katleden, domuz bağı ile işkence eden anlayışın örgütlü olduğu bir köy olduğu için üzerine gitmiyorlar. Devlet orada kötülüğü örtüyor. Örgütlü bir sessizlik, örgütlü bir kötülük var” dedi.

Mersin’in önemine işaret eden Bakırhan, “Mersin kent uzlaşısını sağladığımız sayılı kentlerden bir tanesi. Son yerel seçimlerde iktidarın kaleleri düştü. Tarihte 22 yıl çok uzun bir süre değil. Çekilmek yerine daha fazla öne çıkmak, dayanışmak hepimizin sorunlarına çözüm getirecektir” diye konuştu. Soruların yanıtlanması sonrası Bakırhan basın emekçilerine bir süre sohbet edip, etkinlik sonlandı.

Bakırhan bugün saat 16.00’da Balıkçılar Kooperatifi Ziyareti ve Kazanlı Örtü Altı Üreticileri  ile bir araya gelecek. (Mersin Times)

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.