06 Kasım 2023 Pazartesi
KEREM TÜRK
Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra moralleri bozulan muhalefet, kendi içinde de ayrışmaya başladı. Liderlik beklentisi, gruplaşmalar, delege avcılığı ve eski dönem hizipçiliğinin alışkanlığıyla CHP tabanı ikiye bölündü.
İstanbul’daki İl Başkanlığı seçimi, genel başkanlığın düğümünü de çözdü
Özgür Özel için başta Tavşan aday diye söylentiler bile yayıldı
Mersin delegeleri arasında kıyasıya bir yarış başladı. Bu yarışı başlatan İlçe Belediye Başkanları kendilerine yer bulmak için sabahlara kadar delege peşinde koştular. Ama ellerine hiçbir şey geçmedi.
İl ve ilçe başkanlıklarını kaybeden delegeler, sosyal medyada genel merkezi hedef tahtasına çevirdi.
Bunlar her partide olabilen tartışmalar
Ama CHP Kurultayı çok heyecanlı ve iki adayın taraflarınca tansiyonu yüksek bir seçim yaşattı
Sonunda Kılıçdaroğlu kaybetti ve siyaset sahnesinden çektirildi
Keşke kendi çekilmiş olsaydı da, verdiği bunca emeğe bu kadar ağır eleştirilere maruz kalmasaydı
Seçimlerin Mersin ayağı çok önemli
Büyükşehir Belediye Başkanı başından itibaren dengeli bir orta yolu tercih etti. Beraber olduğu 11 Büyükşehir başkanıyla birlikte istişare etmişlerdir mutlaka.
Seçer’ in anketlerdeki başarısı zaten her iki adayında gönlünde yer etmişti.
Mersin için Vahap Seçer’ den başka bir seçeneğin olmadığını bütün Mersin Kamuoyu biliyor.
Bu arada halk tarafından sevilen Abdullah Özyiğit’in ise, yakın arkadaşının kazanmasından dolayı memnuniyeti de ortada. Özyiğit’in Büyükşehir Başkanı Seçer’le artık açılışlarda birlikte olmaları, CHP ve önümüzdeki yerel seçimler açısından da olumlu bir gelişme.
Aslında CHP bu işi başarmak istiyorsa kendi içindeki tüm gereksiz tartışmaları bir kenara bırakmalıdır. Ülkemizin daha iyi yönetebilmesinin koşullarından biri de muhalefetin de güçlü olması gerektiğidir.
Şimdi artık Mersin’de taşlar daha rahat bir şekilde yerine oturacağa benziyor.
Kılıçdaroğlu’ndan icazet aldığı dillendirilen Haluk Bozdoğan’ın işi çok zora girdi.
Neşet Tarhan artık emekliliğini ister belki de.
Vahap Seçer’ in Özgür Özel’le arasının çok iyi olduğu da biliniyor.
Seçer’ in çalışma arkadaşı Özgür Özel’le daha iyi çalışabileceği de belirtiliyor. Mersin için daha iyi bir listeyle, çok daha fazla belediyeyi kazanma şansı da artabilir.
Şimdi yanardöner delegeler, ihale simsarları, her partide kolları olanlar hiç sevinmesin!
CHP’li belediyeleri birbirine düşürme hevesi taşımasın.
Her kırılmanın, tartışmanın arkasında daha kuvvetli sükûnet ve dayanışma gelir. Büyükşehir Belediyesinin Mersin genelinde gözle görülür başarılı çalışmaları ve yarattığı olumlu havayla, İlçelerin büyük bölümünü de alma şansı olabilir.
CHP’deki yeni dönemin ülkemize, Türk siyasetine ve Mersinimize hayırlı olmasını diliyorum. (Mersin Times)
KEREM TÜRK
Başkan Vahap Seçer’in geçen hafta Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet ÖZHASEKİ ile görüşmesinden sonra basına olumlu mesajlar yansımıştı.
Bugün yine basından çok önemli bir haber anında yayıldı
Yıllardır özlemi çekilen ve Vahap Seçer tarafından hayata geçirilmeye çalışılan METRO projesinin onayı nihayet çıktı
Çok sevindirici bir olay
Hem METRO projesinin onaylanması ve hemen tekrar kaldığı yerden devam etmesi açısından çok önemli bir gelişme
Hem de bu onayı iki yıl gecikmelide olsa seçim öncesi olmasına rağmen, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından onaylanması Mersin için harika bir karar
Eski Bakan Nebati’nin kulakları çınlasın, burnu daha da uzasın…!
Başka ne diyebiliriz ki
Neyse, müjdeyi Büyükşehir Belediye Başkanımız Vahap Seçer, sosyal medya aracılığıyla Sayın Bakanımız Mehmet Şimşek’e teşekkür ederek duyurdu
Mersin için önemli olduğu kadar, yatırımların önünün tıkanmaması için atılan bu adımın, Mersin siyaseti açısından da önemli bir dönüm noktası olacağı görülüyor
İşte bu kadar
Siyaseti çıkmaz sokakta yapanların dar görüşlülüğü sayesinde iş uzasa da, bu sevindirici haber sayesinde Mersin yıllardır özlemini çektiği METRO ile buluşacak
Vahap Seçer gerçekten başarılı bir belediye başkanı
Her partiden vatandaşların ortak görüşü böyle
Sadece ihale kapamayan, işi gücü muhalefet olan, kendini paralamaya çalışan, kıskanan, aday olamamış fosil kılıklı CHP’li sosyal medya yorumcuları bu tür sevindirici haberlere biraz soğuk bakıyorlar.
Bunları da toplum tanıyor tabi. Niye böyle çırpındıklarını da herkes biliyor
Ama önemli olan bu güzel şehrimize yapılan hizmetlerdir
Bu habere Valimiz, Emniyet müdürümüz, resmi kurum müdürlerimiz, STK’larımız, sağduyulu AK Partili vatandaşlarımız da çok sevinmişlerdir
Çünkü bu şehir hepimizin
Mersin artık özgürlükler şehri olarak anılıyor.
Mersin artık, öğrencileri koruyan kollayan şehir olarak anılıyor
Mersin artık, yoksulun, garibanın dostu bir şehir olarak anılıyor
Yolları Avrupa standartlarının üzerine çıkmış bir şehir olarak anılıyor
Ve bunların mimarı da Başkan Seçer’dir
Durmadan çalışıyor, tüm il genelindeki vatandaşlara ulaşmaya çalışıyor, ayrımcılık yapmadan herkese hizmet götürmeye çalışıyor
Bu kadar güzel hizmetlerin üzerine bir de METRO eklenince, her şey daha güzel olacak umudu, daha da gönüllere yerleşiyor
AK Parti kendi bakanıyla gurur duymalıdır. Ayırım yapılmadan destek verilince tüm taraflar memnun oluyor
Laf ebeliği yapan, ortamı geren, hizmet üretemediği için demogoji yapanları artık halkımız benimsemiyor
Uyumlu çalışan, işini yapan, ülkesi için çalışan, laf üretmekten çok hizmet üretenleri bağrına basan bir halk var artık
Bu projenin onaylanmasını sağlayan Cumhurbaşkanımız ve Hazine ve Maliye Bakanımıza bir de biz teşekkür ediyoruz
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin de katkıları olduğunu biliyoruz. Kendisine de çok teşekkürler
Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’e de yüksek performansından dolayı teşekkürler
Her şey Mersin için…
Teşekkürler Mersin’e katkı sunanlara… (Mersin Times)
KEREM TÜRK
Yıllardır bir türlü çözülemeyen çarşı esnafının sorunları yine gündemde
İstiklal caddesinde özel idare ve kırmızı lacivert olarak adlandırılan iki ucube bina.
Çürük raporu var diye hep yıkılmak istendi.
Dönemin Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ansızın tüm esnafların tahliyesini istedi, çok çırpındı ama bir türlü o iki bina yıkıl(a)madı…
Sonra dönem değişti ve Vahap Seçer Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.
Göz göre göre risk teşkil eden bu iki “ucube” binanın her an bir talihsiz bir affet karşısında yaratacağı sonuçları kentin dilinde…
Binaların altında faaliyet gösteren 15-20 esnaf var.
Vahap Başkan her defasında esnafın mağdur edilmeyeceğini, bu iki binanın yerine halkın çarşıda dolaşırken nefes alabileceği bir meydan düzenlemesine ihtiyaç duyulduğunu ve bu çalışmayı başlatacaklarını açıkladı.
Kentler meydanları ile ünlüdür,
Başkan Seçer’in duruşu Vizyonel bir bakış açısı
* * *
Bu arada büyük bir talihsiz depremle herkes şoke oldu.
Haliyle tüm dikkatlerde bu iki çürük raporu olan binaya çevrildi.
Bizde ilgili kurumlardan konuyu araştırdık.
İlginç bir sonuç çıktı ortaya.
Kamuoyu yanlış bilgilendirildiği zaman, iş daha da karmaşıklaşıyor.
Söz konusu iki binayla ilgili; Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü kendi tespit ettiği lisanslı yetkili firmalardan birine yeniden rapor hazırlatıyor.
Raporda binaların çürük olduğu ve yıkılması gerektiği belirtiliyor. Bunun üzerine Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü, yetkili olan Akdeniz Belediyesine gönderdiği yazıda, bu iki binanın altında bulunan işyerlerinin tahliye edilmesi ve akabinde yıkılması talebini iletiyor.
İşin özeti şöyle;
Yıkım kararını veren Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce yetkilendirilmiş firma.
Yine bu raporu, gereği için Akdeniz Belediyesine gönderen Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü.
Esnafların tahliye edilmesi ve yıkılması için yetkili Akdeniz Belediyesi.
TEDAŞ ve MESKİ’ye su ve elektriğin kesilmesi için yazı yazan yine Akdeniz Belediyesi.
Ayrıca yıkım kararına ve rapora itiraz eden esnafların talepleri de mahkemece ret ediliyor.
Buraya kadar her şey normal.
Ancak esnafların temsilcisi olarak ortaya çıkan ve esnafın hakkını savunması gereken Dernek Başkanı, her nedense Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünü ve Akdeniz belediyesini karşısına almak yerine, onları da arkasına alarak açıklamalarda bulunuyor,
Büyükşehir’i “suçlamaya” çalışıyor.
Tabi kamuoyu bunun farkında.
Zafer çarşısında hakkında idare mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verirken, Zafer çarşısı dışında kalan bu iki ucube binanın yıkılmasına karar veriyor.
Bu iki binanın yıkılmasına itiraz eden esnafların talebi de ret ediliyor.
Buna rağmen hala Büyükşehir Belediyesinin suçlanması farklı niyetlerin olduğu izlenimini veriyor.
Esnaf temsilcisi, ilgili bakanlıklarca teftiş için olaya müdahale edilmesini istiyor.
Bence de en doğrusu müfettişlerin olaya el koyması ve kararını vermesidir.
Bu gibi durumlarda, konuyu detaylıca inceletmek, Hukuk’a başvurmak en doğrusudur
Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünün denetiminde ortaya çıkan çürük raporu varken, yıkım ve tahliye işlemleri için Akdeniz Belediyesine yazı yazılmışken, mahkemece de bu raporlar doğrultusunda karar verilmişken ve mahkeme kararlarına yapılan itirazlar ret edilmişken neyin itirazı yapılıyor Allah aşkına.
Ve hele Kahramanmaraş merkezli acı bir deprem felaketiyle karşı karşıya kalmışken, bu itirazların ne anlam taşıdığı ve ne derece dikkate alınacağı da ayrı bir konu.
Kim olursa olsun esnafı siyasete alet etmek doğru bir davranış değil.
Esnafın sırtından siyaset yapmak hiç doğru değil.
Basından duyduğumuza göre, Büyükşehir yıkım kararı alınan eski öğretmenevinin yerini vakıflardan talep etmiş ancak bir sonuç alamamış.
Esnaf temsilcileri hükümet nezdin de yer arayışına girecekleri yerde, işin kolayına kaçarak suçlu olarak mülk sahibi Büyükşehir Belediyesini zan altında bırakma girişiminde olmuşlardır.
Kamuoyu her şeyin farkında
Esnaf temsilcisine bir iki soru
Sizin altında faaliyet gösterdiğiniz iki binanın çürük olduğuna dair raporu kim hangi firmaya hazırlattı?
Size tahliye kararını hangi belediye tebliğ etti?
Mahkeme yıkım için ne karar verdi?
Mahkemenin aldığı karara istinaden, yaptığınız itiraza yine mahkeme ne karar verdi?
Bunlara bir açıklık getir de ondan sonra senin haklı olup olmadığına karar verelim. (Mersin Times)
KEREM TÜRK
Mersin Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından ‘Afetlere Karşı Yol Haritamızı Birlikte Belirlemeye Devam Ediyoruz’ sloganıyla düzenlenen ‘Mersin Afet Yönetimi Çalıştayı’na katılan Başkan Seçer çok önemli açıklamalarda bulundu.
Seçer, “Zaman yitirmemek için; birikimli yapılardan, kurumlardan, kişilerden yararlanmak gerekir. Afet, afet sonrası ortaya çıkacak felaketler ve afet öncesi alınması gereken tedbirler Mersin için hiç düşünülmemiş. Çünkü afeti çok anlamamışız. Bilimsel olarak çok deprem bölgesinde olmadığımız için depremi tam kavrayamamışız” dedi.
Şehrimizin büyük bir kısmı Kentsel Dönüşümü bekliyor.
Büyükşehir’in bu girişimi ve bu alanda bir daire başkanlığı oluşturması çok iyi bir başlangıç.
Seçer, İstiklal Caddesi ile sahil bandı arasında kalan kısmın da çok iyi durumda olmadığını ve iyileştirmelerin yapılması gerektiğini de vurguladı.
Bu alanda Zafer çarşısı, uray caddesi, balık ve kasaplar çarşısı var.
Gerçekten içler acısı durumu ortada.
Bu konuda Başkan Seçer’ in kararlılığı ortada. Yeni bir Kentsel Dönüşüm hamlesiyle var olan çöküntü alanlarının da yenilenmesi kaçınılmaz olmuştur.
Balık Pazarı ve Zafer çarşısının da içinde olduğu, İstiklal caddesi ile sahil bandı arasında kalan bölüm adeta çöküntü alanı. Bütün şehirler bu tür alanları restore etti ve kent merkezinin cazibesini korudu.
Gördüğümüz kadarıyla Başkan Vahap Seçer’ de bu konuda yoğun bir çaba gösteriyor. Balık pazarı için esnafla anlaşan ve proje geliştiren Büyükşehir Belediyesi, Anıtlar kurulundan onay bekliyor. Geçen ay kurulun karar vermeyerek bu aya ertelediği söyleniyor. Umarız bu ay kurul projeyi onaylar ve Balık pazarında esnafta daha fazla mağdur olmaz.
Seçer esnafın mağdur edilmemesi için her şeyin hazır olduğunu belirtiyor. Tek sorun Hazırlanan projenin acilen onaylanmasıdır.
Kimse bu güzel şehrimizi siyasi ya da ihmale dayalı geciktirmelerle önünü tıkamamalıdır.
Esnaf vatandaşların da şikâyeti Belediyeden değil, projenin onaylanmasını geciktiren Anıtlar Kurulunadır.
Artık kısır siyasi polemiklerin, engellemelerin, işi geciktirmelerin hiç kimseye faydası olmadığı herkesçe biliniyor.
Vatandaşlar, esnaflar olayın farkında.
Muhalefet diye belediyenin önü tıkanırsa Mersin’in zarar göreceğini herkes biliyor.
Zafer Çarşısında da aynı durum söz konusu. Zafer çarşısı ve iki ucube korkuluk bina bir an önce Mersinimize yakışır bir duruma getirilmeli.
Bu işin sırtından geçinenler yanlış yapıyor, ayıp ediyor. Herkeste kimin ne amaçla işlerin engellediğini de biliyor.
Çıkar ve menfaat Mersin’in üzerinde olmamalı.
Yetkililerde bu tür çıkarcılara prim vermemelidir. İşin aslı ortaya çıktığında birçok kişi mahcup olabilir.
Zafer çarşısındaki tüm tarihi doku korunmalı ve tarih dokusuna uygun proje bir an önce hayata geçirilmelidir.
Belediyenin kiracısı olan bir kısım esnafta bu konuda Başkan Seçer’ in kendilerini mağdur etmeyeceğine inanmalıdırlar.
Yoksa yasal işlemlerle, hukuksal zeminde iş yürüdüğünde esnaflar daha da mağdur olabilir.
Evet, herkes şapkasını önüne almalı ve olayı aklıselim değerlendirmelidir.
Tekrar ediyorum…
Bu şehirde herkes birbirini tanıyor ve kimin neyin peşinde olduğunu da biliyor.
Kamuoyunu ucuz demeçlerle, yanlış ifadelerle yanıltmak başarı getirmez.
Her şey hukuk ve yasal zeminde yürümeli ve esnafta elbette mağdur edilmemelidir.
Ancak, esnaf adına iş çevirenler de biliniyor. Bu da biline… (Mersin Times)
KEREM TÜRK
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası seçimlerinin üzerinden 7 ay geçmesine rağmen, iç tartışmalar ve seçime dair polemik konusunda tartışmalar devam ediyor.
MTSO’nun 40. Nolu Genel İnşaat Sektöründen meclise girmeyi hak kazanan Başkan Ayhan Kızıltan, önceki gün-gece 115 meclis üyelerine “Çok değerli Meclis Üyesi kardeşim” başlıklı bir bilgi notunda, sitem ve duygu dolu bir “veda” mesaj attı.
Kızıltan Mesajında, “MTSO Yönetim Kurulu Başkanlığından düşsem bile, Mersin için mücadele etmeye devam edeceğim” dedi.
Bir kentin Ticaret ve Sanayi Odası, o kentin kalkınmasındaki lokomotif gücüdür. Ancak 137 yılık kurumsallaşma tarihine sahip MTSO’nun son seçimin üzerine 7 ay gibi bir süre geçmesine rağmen sular durulmuyor.
Başkan Kızıltan, geçmişte yol yürüdüğü bir arkadaşının firması ile seçime girmesi ve ardından ikinci kez MTSO Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçilmesi üzerine, polemikler devam etti.
MTSO’daki kriz gün geçtikçe derinleşti. Çözümsüzlük kenti yıpratacak hale geldi. Ne üzücüdür ki bu kentte, bu krizi çözecek bir abi çıkmadı.
Yazık! Mersin’e yazık!
Ağzını açan “Mersin sahipsizdir, iktidarlar Mersin’i es geçiyor” eleştirileri ile rant devşirmeye çalışanları merak ediyorum;
Sizler neredesiniz?
Tam 7 aydır bu kentin en önemli değerlerinden biri olan bir kurum “Parasız-pul” edildi.
Sizler ne kadar samimisiniz?
Son sözüm;
Tarih tekerrürden ibarettir, bir değerin değersizleştirmesine seyirci kalanlar, gün gelir değer olarak bildiği değerlerinin de yok oluşuna seyirci kalacak
İşte MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan’ın önceki gece kaleme aldığı sitem dolu “Çok değerli Meclis Üyesi kardeşim” başlıklı mesajı;
“Yaklaşık altı aydır MTSO çatısı altında birlikte çalışıp hizmet ediyoruz; bazılarınızla da beş yıldan fazla bir süredir birlikte çalışıyoruz.
Sizlere karşı hep sevgi, saygı dolu, içten ve kucaklayıcı bir tutumla davrandım; hiçbir zaman kendi çıkarlarımı sizlerin üstünde tutmadım.
MTSO kapısı açık, herkesin çok kolay girip çıkabildiği, Mersin’le bütünleşmiş bir kurum haline geldi.
Ulusal Medya tarafından sık sık canlı yayın bağlantıları ile görüşleri alınan ender odalardan biri olmuştur.
MTSO’yu yönetirken bir felsefe koyduk ortaya, değişim yarattık, açık bir kurum haline geldik.
Cenazenize, düğününüze, iş yeri açılışlarınıza yetebildiğim kadarı ile katılıp sizleri yalnız bırakmamaya çalıştım.
Bugün varız yarın yokuz; bu düstura göre yaşamayı, kimseyi kırmamayı, üzmemeyi ailemden öğrendim.
KIZILTAN soyadının nasıl bir soyadı olduğunu Mersin’de çok insan bilir; bu soyadımıza leke getirecek hiçbir davranışım olmadığına inanıyorum.
Kısa süreli de olsa ziyaret ettiğim bir yerden çıktıktan sonra arkamdan kötü konuşturmadım; MTSO’da da çok onurlu, kucaklayıcı, çıkar amacı gütmeden çalıştım. MTSO’dan ayrılırken de kimsenin arkamdan kötü söz etmeyeceğine inanıyorum.
Bu göreve gelmeden önce nasılsam, bu görevi sürdürürken de aynıyım, bu görevden ayrıldıktan sonra da aynı insan olacağım. Ben neysem oyum; ben kişiliğimi bu göreve gelmeden önce kazanmıştım, hazmetmiş biri olarak geldim ben bu göreve. Bunun farkında olmalısın.
Benim oda başkanlığı ya da herhangi başka bir unvana ihtiyacım yok, unvanım olmasa da ben pekâlâ bu kentte sayılan, sevilen ve sözüne itibar edilen bir insan olarak yaşarım elbette.
MTSO seçim süreçlerinde çok şey yaşadım, çevremde bana yakın gibi görünüp, benim desteğimi alan, benimle çalışan birçok insan bana çok üzüntü ve hayal kırıklığı yaşattı.
Pazarlıklara girmedim, yalnızca insanların sözünde durmasını istedim ve bekledim. Kimseyi taciz etmedim, ne hemşericilik yaptım, ne aracılar kullandım, ne siyasilerle ne de çıkarcılarla iş birliği yaptım.
Sana gerçekleri anlatmam gerekiyor, benim başkanlıktan düşürülmemle ilgili bir plan işliyor biliyorsun ve bu Cuma günü yapılacak genel kurulda 40. Komitede seçimlere girdiğim şirketteki yetkim kaldırılacak dolayısıyla ben meclis üyeliğinden düşmüş olacağım.
Bir kere şunu bilmelisin; ekip arkadaşlarım bu seçimlerin çok zorlu geçeceğini tahmin ediyordu. En yakın ve inandığım ekip arkadaşımın çok samimi ve ciddi önerisi ile bir başka grupta olan başka bir şirketten de farklı bir komiteden seçimlere girmeye hep birlikte karar verdik. Bunu ben istemedim, bana yapılan ısrar sonucunda kabul ettim. Aklımda kötülük olsa daha farklı bir grupta benim başka bir şirketim vardı onunla girebilirdim, ama inan aklıma gelmedi bu işin içinde sonradan bir terslik yapılacağı.
Sonuçta süreç işledi ve bir gruptan giremedim, ama arkadaşımın önerdiği şirketten başka bir komitede meclise girdim.
Sonra Yönetim Kurulu seçimleri sürecinde olaylar gelişti ve bazı kişiler (isimleri bende saklı) bu Ayhan Kızıltan’ın artık devrilmesi gerekiyor diye devreye girip olayı bu duruma getirdiler.
Seçim sonucunda ben Ayhan Kızıltan olarak, bin bir türlü entrikalara karşın kişi olarak yani şahsım olarak yönetim kurulu başkanı olarak seçildim.
Beni seçenler adıma oy verip seçtiler beni.
Beni devirmek isteyen çevreler belli ki benim MTSO’nun başında olmamı istemiyor.
Şunu bilmeni isterim, ben bir süre önce şirketin genel kurulunda beni temsil etmesi için yakın bildiğim ve bana bu şirketten de seçime girmem önerisini yapan arkadaşıma vekaletname vererek nasıl karar vermek istiyorsanız buyur vekaletnameyi dedim.
Üzücü olan ne biliyor musun? Yakın çalıştığım insanlar günlerdir Ayhan Kızıltan gidince yerine nasıl otururum ya da kimi oturturuz diye yaptıkları toplantılarda planlar yapıp toto oynuyorlar.
Buyursunlar yapsınlar, ben aslan gibi dimdik duran arkadaşlarımı biliyorum ve onlarla da gurur duyuyorum.
Bu MTSO ele geçirilecek bir kale değildir; pazarlıklarla çıkar gruplarına teslim edilecek bir kurum asla değildir. Ben gitsem de kalsam da sahip çık MTSO’ya kardeşim.
Ben kalsam da gitsem de Mersin gündeminden beni düşüremezler; belki siyasi baskılar yapılabilir, belki işlerime zarar vermek isteyebilirler; kim bilir, ama ben her şeye hazırlıklıyım kardeşim. Ben daha güçlü bir şekilde hep Mersin gündeminde yer alacağım. Hayırlı geceler.” (Mersin Times)
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.