KEREM TÜRK
Kimleri anlatsak acaba…
Kocamaz’ı saymıyoruz artık. Onun bu şehre yaptığı kötülükleri saymaya bile değmez. Herkes yaptığı iyiliğinde kötülüğünde karşılığını er geç bulur. Kul hakkı herkesin dikkatle üzerinde durması gereken bir ahlak sorunudur.
Gelelim konumuza…
Kimisi halka hizmet sağlamak için seçilmiş Belediye başkanı, kimisi halkın isteklerini savunmak için seçilmiş meclis üyeleri, kimisi ilkeli ve doğru haberi kamuoyuna aktarmak görevi olan gazeteci, kimisi de kötülükten medet uman, çıkarcı davranan gereksizler…
Bunların içinde öyleleri var ki, her şeyi kendi ideolojik, parti, çıkar, ego, rant beklentileri üzerinden yürütmeye çalışırlar.
Bazı Belediye Başkanları; halkına gerekli hizmeti yapamaz. Yerinde oturur giden geleni ağırlar, çay kahve ısmarlar, makam arabasıyla caka atar, fırsatını buldu mu da cebini düşünür. Yapamadığı işleri de kendisine ait olmasına rağmen Büyükşehir’in ya da hükümetin üzerine yıkmaya çalışır. Halkın arasında dolaşır, iyi laf eder ama hizmet etmez.
Bazı Meclis üyeleri; önce seçilmek için bin türlü kulis yürütür, cebinden bonkörlük yapar. Seçildikten sonra hep beklenti içinde olmak ister. Bu arada söylemek lazım imar komisyonu çok tatlıdır. İmar komisyonunda yer almak için parti içinde ağırlığın ve destekçin olması lazım. Yine alınan kararların doğru yanlış olduğuna değil, kendi parti grubunun kararına uyar. Dürüst davranırsa saf dışı kalır. Önce halk, vatandaş, hizmet odaklı olsa dahi, bir müddet sonra sağına soluna bakarak o da aynılaşmaya başlar. Mecliste kabadayılık edasıyla laf yetiştirmeye çalışır. Ya da hiç sesi soluğu çıkmaz zamanını aval aval seyrederek geçirir.
Bazı STK’lar; işlerine geldiğinde müdahil olurlar, gelmediğinde diğer aktörlerle bozuşmak istemezler. Kentin gelişimi, çıkarı hep ikinci plandadır.
Bazı “Çakma gazeteciler; sen ne yaparsan yap onlar bildiğini yazar söylerler. Verdiğin destek onları tatmin ediyorsa senden yana kılıçlarını çekerler. Vermiyorsan ağzınla kuş tutsan, şehri “Paris” yapsan bir anlam ifade etmez. Patronlarının isteği, kendilerinin egosu, çapsızlık, düşkünlük diz boyu olur. Birde aralarında kıçı kırıklar var ki, sanırsın ki bütün dünya onların etrafında dönüyor. Kendilerini dev aynasında görürler. Beş para etmez kişiliksiz ve emir kuludurlar. Hele bazıları “solcu” geçinip kibirleriyle sisteme hizmet ederler.
Bu satırları okuyanlar kendini nerede görüyorsa, ona göre pozisyon alsınlar.
Ben kimim desinler ve kendilerini bu karakterlerle karşılaştırsınlar.
Bazıları diyecek ki, gerçekten ben bunların içinde şuna benziyorum!
Ya da iyi ki ben bu çapsızların içinde değil, kendi özgür irademle kişiliğimi koruyorum. Toplumuma faydalı oluyorum. Ahlakımı koruyor, kul hakkını yemiyorum diyebilsinler.
Dün büyükşehir Meclisini izlerken, bu saydığım karakterleri görür gibi oldum.
Atışmalar, sataşmalar, ihtiraslar, mesajlar, siyasi vesayetler yine meclisi gerdi.
Artık bunu aşmak lazım…
Mersin artık hep iyi ve güzel şeylerle anılmaya başladı. Yoksul mahalleler uyuşturucu çetelerden büyük ölçüde temizlendi. Sanayi alanında Valimizin her gün yeni girişim ve hamlelerini görüyoruz.
Büyükşehir Mersin’in çehresini değiştirmeye başladı. Yüzü gülen bir Mersin var artık.
Bu gelişmelere katkı sunan Başta Valimize, emniyet müdürümüze, Büyükşehir Belediye Başkanımıza ve bazı ilçe belediye başkanlarımıza mersin minnettar kalacak.
Bu hizmetlere katkı sunan STK’lar, mesleki örgütler, değerli meclis üyeleri, onurunu kalemini satmayan, kibirli davranmayan Başkan Seçer’ in dediği gibi beleşino olmayan gerçek gazeteciler hep var olacaklardır.
Katkı sunmayıp kötülük düşünenler ise çöp sepetine! (Mersin Times)
ASAYİŞ
05 Ekim 2024ASAYİŞ
05 Ekim 2024ÇEVRE
05 Ekim 2024GENEL
05 Ekim 2024ASAYİŞ
05 Ekim 2024ASAYİŞ
05 Ekim 2024ASAYİŞ
05 Ekim 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.