GÜLBİN DAL
Olağan dışı bir dönemde başlayan seçim süreci, 28 Mayıs itibariyle son buldu.
Şubatta meydana gelen deprem felaketinin yaraları tam sarılmamışken, seçim sürecine girildi. Dolayısıyla seçim ekonomisi uygulanmaya başlandı. Seçim öncesi kampanya sürecinde tüm partilerin seçim vaatlerinde; yardım, maaşlara zam, ek artış, ikramiye, erken emeklilik, geliri düşük ailelere destek ve sosyal yardımların artırılması gibi tamamen yardıma yönelik vaatler vardı.
Üretime ve istihdama yönelik ise ciddi bir proje ile karşılaşmadık.
14 Mayıs seçim sonuçları açıklandıktan sonra, özellikle deprem bölgesinden mevcut iktidara yüksek oranda çıkan oylar nedeniyle deprem bölgesindekilere, iktidara oy vermeyen vatandaşlar tarafından ağır sözler sarf edildi.
Çok üzücü…
Toplum olarak ne zamandan beri yaptığımız iyiliklerin karşılığını bekler olduk.
Yardımsever, misafirperver, duyarlı, düşünceli, çalışkan bir toplum değil miydik?
“Yap bir iyilik at denize, balık bilmez ise, halik bilir.” atasözünü unuttuk mu?
İşte bu süreçte, ikiye bölünmüş bir toplum olarak birbirini suçlayan, hakaret eden, düşmanca bakan, lanet olsun sana, ifadelerini kullandığımız insanlara dönüştürüldük.
Biz ve onlar olduk.
Ve Seçim Süreci BİTTİ!
Şimdi ne oldu peki?
Üst üste gelen zamlar.
Derin yoksulluk, geçim sıkıntısı, alım gücünde ciddi kayıp, merkez bankası rezervlerinde azalma, döviz kurlarında tırmanış. İhracatçı, üretici, esnaf, emekli, memur, asgari ücretli sıkıntıda.
Acil çözüm bekleyen en önemli konumuz Ekonomi.
“Türkiye Yüzyılı” sloganı ile seçimde, halkın yüzde 52,16’sının oyunu alarak, tekrar Cumhurbaşkanlığına seçilen sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, ekonomiyi düzeltecek tedbirleri en kısa zamanda alması gerekir. Ayrıca Sayın Erdoğan Cumhur İttifak’ına oy vermeyen vatandaşlarına karşı hoş görü, sevgi iklimini getirmek zorundadır.
“Sana Söz” sloganı ile, halkın yüzde 47,84’ünün oyunu alan sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da, kendisine güvenen ve oy veren insanların, haklarını koruyup kollaması, bunların takipçisi olması sorumluluğu vardır.
Yüzde 4,32’lik oy farkı ile ne kazanan vardır, ne kaybeden.
İki Cumhurbaşkanı adayının da önceliği, üzerinde ağır ekonomik yükü olan halkının ekmeğine, aşına, işine çözüm getirmesidir.
Lider olmanın gereği de bu değil midir?
Aslında Türk Halkı görevini yapmış ve açık bir şekilde isteğini söylemiştir:
“Ayrımız gayrımız yok, anca beraber kanca beraber.” (Mersin Times)
ASAYİŞ
14 Ekim 2024ASAYİŞ
14 Ekim 2024ÇEVRE
14 Ekim 2024GENEL
14 Ekim 2024ASAYİŞ
14 Ekim 2024ASAYİŞ
14 Ekim 2024ASAYİŞ
14 Ekim 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.